Bella Hadid sessizliğini bozdu: Her gün ölüm tehditleri alıyorum!
Filistinli iş insanı Muhammed Hadid’in ABD’de doğup büyüyen 27 yaşındaki üper model kızı Bella Hadid, günlerdir devam eden İsrail-Filistin savaşıyla ilgili sessizliğini bozdu. 60.5 milyon takipçisi bulunan Instagram sayfasından uzun bir açıklama paylaştı. Hadid, sözlerine şöyle başladı:
Sessizliğim için beni affedin. Geçtiğimiz iki hafta boyunca, tüm dünyanın dikkatini verdiği, onlarca yıldır masum canlar alan ve aileleri etkileyen bu son derece karmaşık ve dehşet verici durum için yazacak ideal kelimeleri bulamadım. Söyleyecek çok şeyim var ama bugünlük kısa tutacağım.
“TELEFON NUMARAM SIZDIRILDI”
“Her gün yüzlerce ölüm tehdidi alıyorum. Telefon numaram sızdırıldı ve ailem tehlikede olduğunu hissetti. Ama artık daha fazla susamam. Korku bir seçenek değil. Başta Gazze olmak üzere tüm Filistin halkı ve çocukları, sessizliğimize dayanamaz. Cesur olan bizler değiliz, onlar.”
“Yaşandığını gördüğüm travma nedeniyle kalbim acıyor. Gazze’deki saldırıların ardından yaşananları gördükçe, çocuklarını kaybeden tüm annelerle ve yalnız ağlayan çocuklarla, kaybedilen tüm babalara, kardeşlere, amcalara, teyzelere, bu dünyada bir daha asla yürüyemeyecek olan arkadaşlara yas tutuyorum.”
“TERÖR SALDIRILARINI KINIYORUM”
7 Ekim’in acısı ve sonrasında yaşananlarla uğraşan İsrailli aileler için yas tutuyorum. Bu toprakların tarihi ne olursa olsun, herhangi bir yerde, herhangi bir sivile yönelik terör saldırılarını kınıyorum. Kadınlara ve çocuklara zarar vermenin ve terör estirmenin Özgür Filistin hareketine hiçbir faydası yoktur ve olmamalıdır. Kalbimin derinliklerinde hiçbir çocuğun, hiçbir insanın ailesinden geçici ya da süresiz olarak koparılmaması gerektiğine inanıyorum. Bu hem İsrailliler hem de Filistinliler için geçerlidir. Bizi barışa direnen teröristlerden başka bir şey olarak görmeyen bir dünyada Filistinli olmanın ne kadar zor olduğunu anlamak önemli. Bu zararlıdır, utanç vericidir ve doğru değildir.
“Babam Nakba yılında (750 bin Filistinlinin evlerinden edildiği 1948 yılı) Nasıra’da doğdu. Doğduktan dokuz gün sonra annesinin kollarında, ailesiyle birlikte Filistin’deki evlerinden kovuldular, mülteci olup, bir zamanlar evim dedikleri yerden uzaklaştılar. Büyükannem ve büyükbabamın geri dönmelerine asla izin verilmedi. Ailem, Filistin halkına karşı 75 yıl süren şiddete tanıklık etti. En önemlisi, tüm toplulukların yok edilmesine, soğukkanlılıkla öldürülmesine ve ailelerin evlerinden zorla çıkarılmasına yol açan acımasız, yerleşimci istilalara tanıklık etti. Bunun acısı tahmin bile edilemez.”
“YOZLAŞMIŞ OLAN İNSANLAR DEĞİL HÜKÜMETLERDİR”
“Hepimiz insanlığı ve merhameti savunmak ve liderlerimizden de aynısını talep etmek için bir arada durmalıyız. Yozlaşmış olan insanlar değil hükümetlerdir ve bu ikisinin iç içe geçmesi en büyük günahı oluşturur. Biz biriz ve Tanrı hepimizi eşit yaratmıştır. Dökülen tüm kanlar, gözyaşları ve bedenler için aynı saygıyla yas tutulmalıdır.”
Gazze’de ilgilenilmesi gereken acil bir insani kriz var. Ailelerin suya ve yiyeceğe erişmesi gerekiyor. Hastanelerin jeneratörleri çalıştırmak, yaralılarla ilgilenmek ve insanları hayatta tutmak için yakıta ihtiyacı var. Savaşların kanunları vardır ve ne olursa olsun bu kanunlara uyulmalıdır.
“İNSANLIĞIN YANINDA DURUYORUM”
“Nerede olursak olalım, Gazze halkının acil ihtiyaçlarını unutmamaları ve masum Filistinli sivillerin bu savaşın unutulan kurbanları olmamalarını sağlamaları için liderlerimize baskı yapmaya devam etmeliyiz. Barış ve güvenliğin bize ait olduğunu bilerek, insanlığın yanında duruyorum.”