Hiç uçuş sırasında çarpan bir uçağın içinde bulundunuz mu?Büyük bir kısmı metalik olan ve dolayısıyla elektrik akışına yardımcı olan bir uçağa yıldırım çarptığında gerçekte ne olur?
Uçaklara yıldırım düşmesinin sanıldığı kadar nadir olmadığını şimdiden belirtelim. Aslında neredeyse her ticari jet, yılda en az bir kez yıldırım çarpmasına maruz kalıyor.
Yıldırım çarptığında sizin de içinde olma ihtimaliniz yüksektir. Uçağınızda yaşanan sarsıntının, teknik bir anormallik değil, yıldırım çarpması olduğunu fark etmemiş olabilirsiniz.
Yıldırım düşmesi genellikle uçağın kanat ucu veya burnu gibi bir ucuna çarpar, uçağın gövdesi boyunca ilerler ve daha sonra başka bir uçtan çıkar.
Yıldırım çok fazla yük taşıdığından ve inanılmaz derecede sıcak olduğundan, birçok kişi uçağın anında alevler içinde kalacağını ve düşeceğini varsayar.
Ancak çoğu durumda yıldırımın beklendiği kadar ciddi bir etkisi olmaz. Bir yıldırım çarptıktan sonra bile normal şekilde çalışmaya devam eder.
Uçaklar, bu kadar muazzam enerji saldırısına nasıl dayanıyor
Yıldırımlar her zaman bulutlarda meydana gelir; Aslında bazen bulutların arasından geçerken yıldırım çarpmasına neden olan uçağın kendisidir.
Bunu göz önünde bulundurarak bir uçak, içindeki insanların güvenliğini tehlikeye atmadan, her an, her yerde güçlü yıldırımlara dayanabilecek şekilde tasarlanır.
Bir yıldırım muazzam miktarda enerji taşıyabilir, ancak özünde diğer devreler gibi bu da elektronların belirli bir yönde akışından ibarettir.
Açıkçası en iyi şey, ilk etapta yıldırım çarpmasından kaçınmaktır. Ancak, eğer onun yoluna çıkarsanız, yapacağınız en iyi şey onun herhangi bir dirençle karşılaşmadan geçmesine izin vermektir.
Uçakların yaptığı da tam olarak budur. Uçağın gövdesi, büyük oranda alüminyum ve diğer bazı metallerden oluşur ve bunların tümü elektriği iyi iletir.
Dreamliners ve Boeing Airbus A350’ler de dahil olmak üzere bazı uçaklar, hafif karbon kompozitten yapılır ve bu daha sonra ince bir bakır tabakasıyla kaplanır ve bakır mükemmel bir elektrik iletkenidir.
Bu nedenle uçak bir nevi Faraday kafesi haline geliyor ve içindeki insanların mutlak güvenliğini sağlıyor.
(Faraday Kafesi: Faraday kafesi, elektriksel iletken metal ile kaplanmış veya iletkenler ile ağ biçiminde örülmüş içteki hacmi dışardaki elektrik alanlardan koruyan bir muhafazadır. 1836 yılında İngiliz Fizikçi Michael Faraday’ın buluşu olduğu için “Faraday kafesi” diye adlandırılmıştır.)
Modern uçakların, içindeki insanları etkilemeden yıldırım düşmesine dayanacak şekilde iyi tasarlanmış olduğu doğru olsa da bunların hiçbiri, uçakların tamamen güvenli olduğu anlamına gelmiyor.
Pilotlar zaman zaman ekipmanda ölümcül olmayan takılmalar veya yıldırım çarpmasının ardından kısa süreli iletişim kaybı olduğunu bildiriyor.
Bu nedenle, bir uçağın yıldırım çarpmasına karşı hassas bölgelere uçmaktan kaçınmak için uçuştan önce izleyeceği olası rotaya karar vermek için çok fazla zaman, düşünce ve çaba harcanıyor.