Sanat eserleri satışının ekonomiye katkısı yıllık 200 milyon doları buluyor
Artam Antik AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Turgay Artam, “Yeni yükselişe geçen fakat büyük bir potansiyel içeren yeni bir piyasa özelliği taşıyor. Dünyada sanat piyasası yılda 20 milyar doların üzerindeyken Türkiye’deki sanat ortamının toplamının yıllık 200 milyon doların üzerinde olduğu tahmin ediliyor.” dedi.
Artam, Türkiye’de müzayedeciliğin 2000’lerin başında yükselişe geçen ve hızla büyüyen bir piyasa özelliği taşıdığını, özel müzelerin kurulması ve koleksiyoncu sayısındaki artışın bu büyümeyi hızlandıran en önemli etkenlerin başında geldiğini söyledi.
Ülkelerin gelir seviyesi arttıkça doğru orantılı olarak sanat eserlerine ilginin de arttığına dikkati çeken Artam, “Dünyanın en büyük 20 ekonomisinden biri olan Türkiye, diğer büyük ekonomilere her alanda yaklaşırken sanat piyasası olarak geride kalması düşünülemez fakat günümüzde Türk sanat piyasası henüz yolun çok başındadır. Sanatçıların hak ettikleri saygı ve değeri görmeleri, sanatın toplum içinde yaygınlaşmasıyla mümkündür. Türkiye’nin büyüyen bir ekonomi ve bölgesel güç olmasıyla Türk sanat piyasası, olması gereken yere doğru ilerleyecektir.” ifadelerini kullandı.
“DÜNYADA SANAT PİYASASI 20 MİLYAR DOLARIN ÜZERİNDE”
Türkiye’deki sanat piyasasının dünya ölçüleriyle kıyaslandığında yeni gelişmekte olduğunu açıkça görebildiklerini belirten Artam, “Yeni yükselişe geçen fakat büyük bir potansiyel içeren yeni bir piyasa özelliği taşıyor. Dünyada sanat piyasası yılda 20 milyar doların üzerindeyken Türkiye’deki sanat ortamının toplamının yıllık 200 milyon doların üzerinde olduğu tahmin ediliyor. Picasso, Gustav Klimt, Monet, Cezanne, Kooning, Jasper Johns ve Jackson Pollock, Jeff Koons gibi önemli isimlerin eserleri 100 milyon dolar seviyesinin çok üzerinde, ülkemizde ise bir sanat eseri için en yüksek rekor fiyat şu ana kadar 2016 yılında 4,5 milyon dolara satılan Osman Hamdi Bey’in ‘Yeşil Cami Önü’ adlı tablosuna ait.” şeklinde konuştu.
Artam, eser alımı yapanların koleksiyonerler, özel müzeler, yatırım amaçlı fonlar ve hobi için bireysel alıcılar olarak gruplandırabileceğini anlattı.
Öncelikle hobi ya da yatırım amaçlı başlayan alımların, eserler hakkında bilgi edindikçe, detayları öğrendikçe ve benzerlerini görüp araştırdıkça koleksiyonerliğe dönüştüğünü dile getiren Artam, şunları kaydetti:
“Birçok koleksiyoner ve sanat fonu için danışmanlık yapıyoruz. Amacımız, alıcıların doğru ve bilinçli seçim yapmaları, aldıkları eserlerden haz duymaları ve eserlerin değerlerinin farkına varmaları. Yurt dışından önemli koleksiyoncular müzayedelerimize ilgi gösteriyorlar fakat şu anda müşterilerimizin büyük bir çoğunluğu Türkiye’den. Bu da aslında gelişmekte olan bir sanat piyasası için çok normal, sanatçı önce kendi toprağında değerlenecek, koleksiyoncular tarafından kutsanacak ki yurt dışında sağlam temeller üzerinde durabilsin. Nejad Melih Devrim, Burhan Doğançay, Erol Akyavaş gibi sanatçılarımıza yurt dışından da ilgi olduğunu görüyoruz.”
Turgay Artam, birçok alanda olduğu gibi sanat alanında da sunumların dijital ortamda geniş kitlelere ulaşmaya başladığını, bu ilgi artışını internet üzerinden gerçekleştirdikleri müzayedelerde net şekilde gördüklerini kaydetti.
“İNTERNET MÜZAYEDELERİMİZ 25 BİN ZİYARETÇİ, 15 BİN KATILIMLA GERÇEKLEŞEBİLİYOR”
Erişilebilirliğin artmasının en büyük etken olduğunu vurgulayan Artam, “Salon müzayedelerimizde 250 ile 500 kişi arası bir katılım olurken internet müzayedelerimiz 25 bin ziyaretçi ve 15 bine yakın aktif katılımcı ile gerçekleşebiliyor. Sotheby’s ve Christie’s büyük salon müzayedelerini çevrim içi yaptılar ve büyük başarı elde ettiler. Dünya müzayede pazarını yöneten bu iki dev şirket dijitalleşmeye devam ediyor. Neredeyse tüm müzayedelerine on-line teklif sistemi geldi. En yüksek değerli eserlerin satıldığı müzayedelerinde dahi salondan bayrak kalkışı yok denecek kadar az, alıcılar internet veya telefon teklif sistemini tercih ediyor.” diye konuştu.
Artam, son dönemde on-line müzayedelerde alıcıların yüzde 70’e yakınının eserleri yakından görmeden internet üzerinden satın aldığını ifade ederek, sözlerini şöyle tamamladı:
“Bu ilgi artışına bakınca ileride müzayedeciliğin internet ile entegre olarak var olabileceğini öngörüyoruz. Bir sanat meraklısı olarak müze, sanat fuarı, galeri veya bir müzayede sergi salonunun havasını koklayarak gezmenin ayrı bir zevk olduğunu düşünüyorum. Benim gibi düşünen sanatseverler için eserleri duvarlarımızda sergiliyor, özel tanıtımlar ile isteyenlerin yakından görmesi için özel olarak çalışıyoruz. Buna karşılık çevrim içi müzayedelerin sayısındaki artış ve üyelerimizin gösterdiği ilgi gidişatın internet üzerinden olduğunu gösteriyor. Görmeye gelmeyen alıcılar için sergi salonlarından çekilen sergileme fotoğrafları ve yüksek çözünürlüklü görseller ile usta sanatçıların eserlerini ev rahatlığında incelemelerini sağlıyoruz. Ne kadar yenilik olursa, ne kadar teknoloji ile fazla kişiye ulaşılırsa o kadar faydalı olunacağına inanıyorum.”
Müzayede.app kurucusu Aziz Alçiçek de sanat eserlerinin yatırım için yapılmasının önemli amaçlardan biri olduğunu, büyük firmaların da bu alanda yatırım yaptığını söyledi.
Hem sosyal medya hem de Müzayede.app üzerinden satış yaptıklarını belirten Alçiçek, “Kovid-19 salgınında müzayedecilik önemli ivme kaydetti. İngiltere’de 20 bin müzayede sitesi var. Türkiye’de bu rakam 600 ama on-line müzayedecilik hızla büyüyor. Müzayede.app’e yurt dışından da girişler başladı. Bu sayede ülkeye döviz kazandırıyoruz. Daha önce eBay üzerinden satış yapıyorduk. Koleksiyonerleri tek çatı altında topladık.” dedi.
patronlardunyasi.com